ZEMİN ETÜDÜ NEDİR?NASIL YAPILIR?
Bir arsaya ait yer altı tabakalarının durum, konum, jeolojik yapı türü, derinlik, kalınlık, yoğunluk, elektrik özdirenci, sismik hızı, ivme, yeraltı su derinliğini ve bu tabakaların geriye kalan dinamik parametrelerinin olası bir deprem karşısında göstereceği tepkiyi tespit etmek amacıyla yapılan çalışmaların tamamına zemin etüdü adı verilir.
Zemin etüt çalışmaları arazi ve labaratuvar çalışmaları olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Arazi çalışmalarını, arazide yapılan sondaj çalışmaları, labaratuvar çalışmalarını ise labaratuvarda yapılan zemin tanımlama deneyleri oluşturmaktadır. Sonraj çalışmaları kapsamında, zemini derinliğe bağlı olarak delip numune alabilen sondaj aleti kullanılmaktadır.
Sondaj aleti, tij, ağırlık, çekiç, enjeksiyon pompası, kompresör, delici uç gibi kısımlardan oluşmaktadır.
Aletin etkin bir şekilde kullanımı ancak bu konuda yetkin sondörler tarafından kullanıldığı zaman olmaktadır. Sondaj çalışmaları kapsamında değişen derinliklerde numune alarak labaratuvarda zemin tanımlamaları yapılmaktadır. Ayrıca arazi çalışmaları kapsamında standart penetrasyon test-SPT deneyi yapılarak zeminin sıkılığı ve kıvamı hakkında bilgi elde edilmektedir. Standart penetrasyon deneyinden elde edilen SPT sayıları zeminin sıvılaşma, taşıma gücü kaybı analizlerinde kullanılmaktadır.
Zemin etüdü, bahse konu olan alanın üzerine yapılacak yapılara ait tasarım aşamasında kullanılacak zemin bilgilerinin tespit edildiği; değişik katmanlarda yer alan toprak – taş türü, bölgenin deprem riski açısından risk derecesi, olası bir fay hattına olan uzaklığı gibi özelliklerin detaylı olarak yapılan incelemeler neticesinde inşaata elverişli olup olmadığı konusunda elde edilen bilgilerin bir araya getirildiği rapordur.
Zemin etüdü, özellikle zemin cinsi kapsamında çeşitli yöntemlerle yapılır. Bahse konu yöntemler arasında öne çıkanlar; sismik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, gravite, radyoaktivite olarak sıralanabilmektedir.
Zemin etüdü raporu, zemin üzerine yapılacak inşaatın projelendirilmesi aşamasında hayati bir öneme sahiptir. Bu rapor, deprem sırasında oluşan yüklerin etkisini önceden ön görerek, inşa edilen yapının bu yükleri taşıyabilecek malzeme ve kesitlerden inşa edilmesine rehber olur.
Özellikle imara yeni açılacak bölgelerde, geniş alanların sismik mikro bölgelendirme haritalarının hazırlanması (yer seçimi gibi) ve yapılacak zemin etüdlerinde, kurallara uygun, doğru bir zemin etüdü çalışması, deprem bölgelerinde hasarın asgari düzeye inmesi açısından gereklilik arz etmektedir.